Amcası Emir Şirkuh el-Mansur’un vefatıyla Mısır’da vezirlik makamına getirilen Selahaddin, Sultan Nureddin’den aldığı beratla görevi devralır almaz Mezalim Divanı’nı kurdurur. Bu divan sayesinde Mısır’ın durumu gözler önüne serilir. Bu sırada Şemse, Gülçehre’nin ölümüyle ilgili Mila’ya verilen hükmün hesabını sormak için harekete geçer.

Sultan Nureddin, hac ve ticaret yollarını kontrol eden Kerek’e yönelmiş, Kontes Mila’nın acilen Şam’a getirilmesini emretmiştir. Ancak Mila, Kahire’den sürgün edilmeden önce maruz kaldığı teşhir cezasıyla derin yaralar almıştır. Onu kalabalığın öfkesinden kurtaran Selahaddin’e duyduğu kin, zamanla karmaşık duygulara dönüşür. Öte yandan, Kral Amalrik, odasında bulduğu buğdayların izini sürerek Sultan Nureddin’in Kudüs’e sızma planlarına karşılık vermeye hazırlanır.

İbelin üzerindeki hâkimiyet yarışı ise giderek sertleşmektedir: Kral Amalrik’in desteğini arkasına alan Chatillon mu, yoksa halkın güvenini kazanan Balian mı galip gelecektir? Mısır’ın ileri gelenlerini karşısına alan Selahaddin, halkın refahı için Halife’nin şahsi servetinin vezir sarayına aktarılmasını talep eder ve Halife’ye sadece iki gün süre tanır. Ancak Selahaddin’in Kerek ve İbelin konularındaki tavrı Sultan Nureddin’i öfkelendirmiştir. Bu gerilim, Selahaddin’i Sultan Nureddin’in huzuruna, Şam’a, Chatillon’un başıyla gitme hedefiyle karşı karşıya bırakır. Peki, Selahaddin bu zorlu görevde başarılı olabilecek midir?